Hormonlu Tavuk Nasıl Anlaşılır? Tavuk Üretiminde Hormon Kullanılıyor Mu ?

 Birçok kişinin kafasında soru işareti olan tavuklarda hormon kullanılıyor mu? Bir diğer sorumuz ise hormonlu tavukların nasıl anlaşılacağı.

 Avrupa Birliği ülkeleri de dahil, tüm dünyada olduğu gibi, ülkemizde de kanatlı yetiştiriciliğinde hormon kullanılmamaktadır. Türkiye'de hormon kullanımı, imal edilmesi, satılması, bulundurulması da yasaktır. Hormon ucuz bir madde olmadığından uygulama ekonomik açıdan da rasyonel değildir. Kullanımı durumunda ise üretim maliyetlerini birkaç misli artıracaktır. 

Uygulamadan iyi sonuç alınabilmesi için hayvanın cinsiyetine göre, hormonun doğrudan hayvanın organizmasına tek tek verilmesi gereklidir. Bu da dişi ve erkeğin kalabalık ortamlarda birlikte büyütüldüğü tavuk gibi kanatlı hayvanlarda, on binlerce hayvanın tek tek elden geçirilmesi ve enjeksiyona tabi tutulması demektir ki, pratik olarak da mümkün değildir.

Geçmişte, ABD başta olmak üzere gelişmiş ülkelerde kanatlı hayvanlarda hormon kullanımının uygulanabilirliği ile ilgili araştırmalar yapılmış, yem katkısı şeklinde yapılacak hormon uygulamalarından sonuç alınamadığı bilimsel olarak ispatlanmıştır. Enjeksiyon metodunun ise rasyonel olmadığının belirlenmesi nedeniyle bu yöndeki araştırmalardan da vazgeçilmiştir. Dolayısıyla pratikte uygulanabilirliği bulunmayan hormonun, uygulanması ekonomik açıdan da rasyonel değildir. 

AB ''Kalıntı İzleme Programı'' çerçevesinde, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı yetkilileri antibiyotik, hormon rezidüleri, pestisit kalıntıları ve ağır metallerin varlığını karaciğerlerden ve etten numune alarak sürekli olarak kontrol etmektedir. Türkiye’de yetiştirilen kanatlı hayvanlarda hormon kullanımına bugüne kadar rastlanmamış, bu konuda yetkili kurumlar tarafından tek bir vaka rapor edilmemiştir.


Kalıntı izlemede amaç; hayvan sağlığını korumak ve verimliliği arttırmak amaçlı olarak kullanımı söz konusu olabilen Veteriner Tıp Ürünlerinin (VTU) atım sürelerinin gözlemlendiğini, yasaklı maddelerin kullanılmadığını garanti etmek ve üretim zinciri sırasında (yem, su, vb.) yapıya girmesi muhtemel bulaşanlar ve bazı maddelerin varlığını izlemektir. 

Bu çalışma, ilk olarak Avrupa Birliğinde her üye ülke için Ulusal Kalıntı İzleme Planı olarak başlatılmış, sonrasında AB ülkelerine ihracat yapan tüm ülkeler tarafından uygulanmaya konulmuştur. Kanatlı canlı hayvan ve etlerinde 1999 yılından itibaren kalıntı izleme programı yürütülmektedir.


Ülkemiz Kalıntı İzleme Planlarının uygulamasında, AB mevzuatı (96/23/EC ve 96/22/EC sayılı Konsey Direktifleri ile 98/179/EC sayılı Konsey Kararı) ile uyumlaştırılması tamamlanmış Türk mevzuatı olan “Canlı Hayvanlar ve Hayvansal Ürünlerde Belirli Maddeler İle Bunların Kalıntılarının İzlenmesi İçin Alınacak Önlemlere Dair Yönetmelik” esas alınmaktadır. Ulusal kalıntı izleme planları, bu yönetmelik ve yönetmeliğe bağlı “2012/9 sayılı Canlı Hayvan, Hayvansal Birincil Ürün ve Etlerde Kalıntı İzleme Genelgesi”nde belirtilen kurallara göre yürütülmektedir. 


Anılan mevzuat, kalıntı kontrolünün uygulamasında uyulması gereken şartları belirler. Örnekleme sıklığı Yönetmelikte belirtilen kurallarla uyumlu olmalıdır. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı merkez teşkilatlarından biri olan Gıda Kontrol Genel Müdürlüğü kalıntı izleme planlarının oluşturulmasından ve uygulamaların üst gözetiminden sorumludur. Analizler bu Genel Müdürlük tarafından yetkilendirilmiş laboratuvarlar tarafından gerçekleştirilir. Yönetmelik uyarınca, gerekli görülen durumlarda Avrupa Komisyonu’nun veteriner uzmanları da sistemin çalışmasını gözlemleyebilir. Yetkili organlar, yapılan denetimlerin sonuçlarını göz önünde tutarak gerekli önlemleri almak ve Avrupa Komisyonu’nu bu önlemler hakkında bilgilendirmekle de mükelleftir. 


Yönetmelik, çiftliklerin veteriner hekimlerinin görev ve sorumluluklarını da tanımlamıştır. Buna göre, veteriner hekimler; çiftlikte reçete ile verilen tıbbî ürünlerin veya uygulanan herhangi bir işlemin tarih ve özelliğini, söz konusu işleme tâbi tutulan hayvanların kimliğini ve verilen tıbbi ürünlerin hayvanın bünyesinden dışarı atım süresinin uygunluğunu kaydetmek zorundalar. Aynı şekilde yetiştirici de, veteriner tıbbî ürünlerinin reçetelerini ve atım süresinin takip edildiğini gösteren kayıtları 5 yıl boyunca muhafaza etmekle yükümlüdür.