Tavuklar hormon ya da antibiyotikle mi bu kadar kısa sürede büyüyor?
Etlik piliçlerin çok kısa sürede büyümeleri nedeniyle sürekli spekülasyona neden olan hormon kullanımı konusu, ne dünyada ne Türkiye de kesinlikle söz konusu değildir. Kanatlıların büyümeleri amacıyla kullanılan bir hormon ve uygulaması da yoktur. Bu nedenle HORMON KULLANILMADIĞINI gönül rahatlığıyla söyleyebiliriz. Etlik piliçlerin hızlı gelişiyor olması kesinlikle antibiyotik kullanımı ile ilişkili değildir. Ayrıca büyütme amaçlı antibiyotik kullanımı yasaktır ve ilgili Bakanlık tarafından sürekli denetimler yapılmaktadır. Aşağıdaki tabloda rasyonlarına antibiyotik ilavesi yapılmadan yetiştirilen tavukların FCR ve canlı ağırlıklarının yer aldığı farklı tarihlerde Ülkemizde ve yurt dışında yapılan 18 bilimsel çalışmanın bazı parametreleri verilmiştir. Çalışmalar Poultry Science, British Poultry Science, Tübitak Veteriner Hayvancılık Dergisi ve Kafkas Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dergisi gibi tüm dünyada kabul gören bilimsel dergilerden alınmıştır.
Tabloda da görüldüğü gibi etlik piliçlerin büyütülmesinde antibiyotik kullanmasına gerek yoktur. Ayrıca 1961 yılında yapılan çalışma verileri incelendiğinde o tarihte bile ulaşılan canlı ağırlık 45 günde 435 gramın çok üzerindedir. “Bir tavuğun 45 günlükken en fazla 435 gram olması gerekir” söylemi tümüyle konuyu bilmeyen ve öğrenmemekte direnenlerin ifadesidir.
Tavuk eti üretiminin sağlık açısından denetimi düzenli bir şekilde yapılıyor mu?
Kesimhane artıkları ve kullanılan sular deşarj edilmeden önce mutlaka en modern teknikler kullanılarak arıtılmaktadır. Bu arıtma işlemlerinin kontroller hem işletmeler hem de bakanlık tarafından yapılmaktadır. Kanatlı etinde bulunması muhtemel patojenler ise kanatlı etine spesifik olmayıp her türlü bitkisel ve hayvansal gıdalarda bulunabilmektedirler. Bu konuda en güvenilir ve sürdürülebilir izlemeler beyaz et üretiminde yapılmaktadır. Dünya genelinde yapılan epidemiyolojik çalışma sonuçlarına göre bitkisel kaynaklı gıdaların hastalık yapma oranları hayvansal gıdaları geçebilmektedir. Kaldı ki kanatlı eti dışında tüketilen birçok hayvansal gıda da bu kapsamda infeksiyon, intoksikasyon ve salgınlara neden olabilmektedirler. Söz konusu patojenler aynı zamanda çevrede çok yaygın olarak bulunmaktadır. Özellikle toprak, böcekler, yabani kuşların dışkıları bu patojen mikroorganizmaların çok yoğun olarak bulundukları ortamlardır. Modern işletmelerde kontrollü yapılan üretim dışındaki modellerde, kanatlı etinin bu patojenler ile bulaşma riski oldukça yüksek olacaktır.