Tavuklarda Mantar Hastalığı Korunma Yoları ve Tedavisi

Başta, ibiklerde, sakal ve yanaklarda dağılan kellikler alana getiren hastalıklardır. Mantar dediğimiz faktör, bir hastalık nedenidir. Mantarlar tende ve iç uzuvlarda yerleşip bozukluklar yaparlar.

Nasıl bozukluklar ?
Tende kepeklenme ve kabuklanma olur. Kıllar dökülür, ibikler kalınlaşır, morarır, ayrılınır. Hayvanlarda pis bir koku oluşur.
Hayvan halsizleşir, cılızlar, faydayı eksilir.
İç uzuvlara yerleşenler, akciğer ve beyinde bozukluk yaparlar:
Süratli solunum, güç nefes alma, titreme, felç, kendi etrafında dönme, ishal gibi belirtiler oluşur.
Ergin hayvanlar ölmezde, iyide olmaz. Ama verimleri düşer.
Bazı mantarlar tozlu hava ile, nefes alırken vücuda girer. Bazıları da yumurtanın kabuğundaki delikçiklerden içeri girer.


Teşhis laboratuvarda yapılır?

Tedavi zordur, ucuz değildir. En iyisi hastalığın çıkışını önlemektir. Onun içinde temizlik ve dezenfeksiyon başta gelir. Kümeste hava cereyanı olmamalıdır. Hasta olanlar derhal kümesten ayrılmalıdır.
 
4- Paraziter Hastalıklar  


a) Koksidiyoz (Kanlı ishal)
 Kanatlıların barsaklarında yerleşen bir parazit var. Bunlara Eimeria denir (aymerya). İşte hastalığı bu Eimerialar yapıyor. Koksidiyoz, bir kümese girdiğinde hayvanları kırar geçirir. Korkunç bir salgın yapar, çok sayıda ölüme yol açar.
Genç hayvanlar daha hassastır. 4-6 haftalık olanlar bu hastalıktan çok etkilenirler.
 
Bulaşma ağızdan olur
Hasta hayvanların dışkısı ile çıkan parazit yumurtası (oosit) başka hayvanların ağzından girer, bağırsağına ulaşır. Bu yumurtaları kümesten kümese , insanlar da ayakkabı, elbise, malzeme ile taşırlar. Hatta böcekler ve kuşlar da bu oositleri taşıyabilirler. Hastalıklı bir hayvanın dışkısı ile çıkan her oosit hastalık yapmaz. Bunun için sporlanma dediğimiz bir döneme girmesi gerekir. Sporlanma olabilmesi de ısı ve rutubete bağlıdır. Uygun ısı ve uygun nem yoksa, sporlanma olmaz. O zamanda oosit hastalık yapacak güce erişemez.
Islak altlık zararlıdır
Bir kümeste altlık kuru ise, koksidiyoz yapan oosit sporlanamadığı için, ölür gider. Hastalık kolayca çıkamaz.
 Tavuklar sık değilse , kümeste sıkışıklık yoksa, hastalık ihtimali azalır. Kalabalık kümeslerde bulaşma kolay olur.
Hasta hayvanların dışkısı suludur. İçinde kan lekeleri vardır. Bazen portakal renkli sümüksü bir dışkı görülür.
Kanatlar düşer, hayvan kambur durur, tüyleri kabarır. Hayvanlar oturur şekildedir. Birbirlerine sokulup kümeleşirler.


Koksidiyozlu bir tavuk


Teşhis laboratuvarlarda olur. Uzmanlar dışkıda oosit ararlar, bağırsakları mikroskopta incelerler.
 
Hemen tedaviye geçmelidir.
Çeşitli ilaçlar kullanılarak tedavi edilebilir. Veteriner hekimler uygun ilaçları tavsiye eder. Yem ve su ile verilen ilaçlar etkili olur.
 
Önceden, antikoksidiyal ilaçlar kullanalım mı ?

Koksidiyozu önleyici ilaçlar, hastalık çıkmadan da kullanılabilir veya bunlar yalnızca hastalık çıktıktan sonra kullanılır.
Hayvanlar koksidiyoza karşı aşılanarak bağışıklık sağlanabilir.
İstenirse bir yandan antikoksidiyal ilaçlar, bir yandan da antibiyotikler verilebilir
Tekrar edelim ki, kümeslerde rutubet önlenmelidir. Tavuklar sıkışık olmamalıdır, kümes havası temiz, altlık kuru olmalıdır.
 


b)Tavuk Askariyazisi (Solucan Hastalığı )

Sarımsı-beyaz renkli, 5-12 santim uzunluğunda solucanlardır. Tavukların, hindi ve kazların ince bağırsaklarında yaşar. Dişi solucanın yumurtası dışkı ile çıkar, başka tavukların ağzından girdiğinde ince bağırsağa gidip yerleşir.
Askarit dediğimiz bu parazit bağırsakta çoğalınca ince bağırsağı tıkar. Bazen ishale yol açar. Çok fazla parazit hayvanı öldürür.
Askaritli hayvanlar zayıflar, yumurta verimi azalır.
Teşhis, dışkının ve ölen hayvanın bağırsaklarının laboratuvarda incelenmesiyle olur.
 
Ne yapılmalı ?
Temizlik kurallarına uyalım, genç hayvanlarla yaşlıları bir arada tutmayalım, Veteriner Hekimin tedavi ve tavsiyelerini yerine getirelim.


Bağırsaklarda tavuk askaritleri



c)Histomoniasis ( Karabaş Hastalığı )

Tavuk ve hindilerde çok görülür. Hindiler için en tehlikeli hastalıklardandır. Fazlaca ölüme neden olur. Hindi yetiştiricilerini bunaltan bir hastalıktır.
Hastalığa parazitler yol açar. Bu parazitler ya karaciğere yerleşir ya da bağırsaklara yerleşirler.
 
Bulaşma üç şekilde olur
Birincisi, parazitin yumurtası dışkı ile çıkar, oradan diğer hindilerin vücuduna geçer.
İkincisi, parazitin kendisi dışkı ile çıkar, taze dışkı içindeki bu paraziti alan hayvanlara geçer. Yetişkin hindilerin midesinde ve taşlığında eritildiği için, bu şekildeki bulaşmada yetişkin hindiler hastalanmaz. Genç hindiler hastalanır. Hem de şiddetli bir salgın şeklinde hastalık çıkabilir.
Üçüncüsü ise bildiğimiz solucanlar yardımıyladır. Parazitler solucanın içine yerleşir. Hindi bu solucanı yiyince onun vücuduna girmiş olur.
Ölüm oranı çok yüksektir
Çok öldürücü bir hastalıktır.3-12 haftalık hayvanlarda yüksek oranda ölümlere yol açar. Hastalık belirtisi görüldükten 2-3 gün sonra ölümler başlar. Yüzde 50-100 oranında öldürür. Yaşlı hindiler daha şanslı. Onlar hastalığı atlatabilirler.
 
Hastalığın belirtileri
Hayvanlar düşkündür, dermansızdır, uyuşuktur.
Tüyleri kabarmış, kanatları sarkmış, kuyrukları düşmüştür.
Başları öne eğik vaziyette ayakta dururlar.
İshal vardır. Dışkının rengi sarı, kükürt rengidir.
Anüs ıslak ve kirlidir. İbik morarmış, hayvanın başı siyah bir renk almıştır (karabaş).


Karabaş hastalıklı bir hindi başı



Ölen hayvanların kör barsağında kanamalar, yaralar göze çarpar. Karaciğerin üzerinde sarı-yeşil renkli bozulmalar vardır.
Teşhis için ne yapmanız gerektiğini biliyorsunuz. Hasta ve ölü hindiler laboratuara ulaştırılmalıdır. Orada kesin teşhis konulacaktır.
Teşhisten sonra Veteriner Hekimin önerisine göre tedavi uygulanmalıdır.
Koruma önlemlerinden en önemlisi tavuklarla hindilerin ayrı tutulmasıdır. Tavuklar hastalığı taşırlar. Hindi palazları yaşlı hindilerden ayrı tutulmalıdır. Tavuk bakıcıları hindilerin yanına gitmemelidir. Onlar da hastalığı taşırlar.
Hindi kümeslerinde altlıklar sık sık temizlenmeli, çıkan altlık yakılmalıdır.
Histomonas parazitini taşıyan diğer parazitlerle ve solucanlarla mücadele etmelidir.
 

 
d)Kanatlıların Dış Parazitleri

Tavukların dış parazitlerinden en önemlileri bitler, pireler ve uyuz böcekleridir. Hayvanlara rahatsızlık verirler, zayıf düşürürler.
 

Bitler

Baş biti, vücut biti, kanat biti diye yaşadığı bölgeye göre ayırıyoruz.
 
Baş biti çoğaldığı zaman hayvanı öğle rahatsız eder ki hayvan yem yiyemez, uyuyamaz. Düşkünleşir verimi azalır.
 
Kanat biti çok küçüktür. İnce tüyleri yerler. Sarı renkli esmer yeşilimsidir. Fazla rahatsızlık vermezler.
En yaygın ve en önemli olanı kırmızı tavuk biti denenidir. Kümeslerde güvercinlerde çok bol görülür. Armut biçiminde, kırmızımtırak siyah-kırmızı renktedir. Genç hayvanları çok severler. Hayvanı müthiş rahatsız ederler. Kaşındırırlar. Hem de bolca kan emerler. Eğer çok sayıda olurlarsa , genç kanatlıları 8-10 günde öldürürler.



Tavuk biti yumurtaları

Pireler

Bunlar da kanatlılara rahatsızlık verirler. Sayıları çoğaldıysa, mücadele etmek gerekir.
 
 
 
Keneler

Aslında güvercinlere ait olan bir kene cinsi tavuklarda da görülür. Yassıdırlar. Geceleri tavuklardan kan emerler. Bir defa kan emdi mi, 4-5 sene kan emmeden yaşayabilirler.
Fazla sayıda olunca, tavukları kansız bırakır. Şiddetli kaşıntı yapar. Bulaşıcı tavuk hastalıklarını taşıdıkları için zararlıdırlar.



Tavuk keneleri



Uyuz böcekleri

Tavuklarda uyuz hastalığına yol açarlar. İki çeşit uyuz böceği vardır:
 
1- Kireç ayak uyuz böceği
Kanatlıların ayaklarında kireçlenme yapar. Onun için bu adı alır. Parazit kireçli kabuklar yapar, bunun altından cildi deler, iltihap meydana getirir. Topallık vardır. Ayaklar anormal bir görünüm alır.


Kireç ayak


2-Vücut uyuz böceği

 Kanatlıların tüylerinin diplerinde yaşar. Tüyleri döker, deride iltihaplanma yapar. Şiddetli kaşıntı ile hayvanı rahatsız eder.
 
Dış parazitlerle savaş
Barınaklar akarisit ilaçlarla dezenfekte edilir. Badana çok yararlıdır. Yemlikler iyice temizlenmelidir.
Tavuklar parazitlere karşı toz, serpme, banyo şeklinde akarisit ilaçlarla ilaçlanır.
 


Yem Toksikasyonları (Zehirlenmeler )

 Hayvan, yemi hayvansal ürüne çeviren canlı bir makinedir. Yem girer, et çıkar, yumurta çıkar, civciv çıkar. Yem ne kadar iyi ve kaliteli olursa, üründe iyi olur. Bozuk yemler hem ürünü bozar, hem de canlı makineyi. Yani tavuğu, pilici, hindiyi hasta eder. İşte konumuz yemlerin yol açtığı bu bozukluklar:
 


En önemlisi: Mikotoksinler

 Bunlar, besinlerin ve yemlerin küflenmesi ile meydana gelen zehirli maddelerdir.
Küf mantarları yemlerin tadını bozar. Küflenme olunca mantarların sporları yaygınlaşır. Bunlar da besinleri zehirli hale getirir. Böyle yemler tozlu ve lifli görünür.
 
 
 
Ortam uygun olursa
Yemlerde mantarların üreyip mikotoksinlerin oluşabilmesi için ortamın uygun olması lazımdır.
 
Bunlardan birisi rutubet : Hasat zamanı ıslanan ve ıslak kalan yemlerde mantar ürer. Rutubetli yerlerde saklanan yemler de böyledir.
 
Isı da önemli faktördür . Mantarlar genellikle 20-30 derece arasında üreme gösterir.
Üreme için oksijen gerekir, asitli ortam gerekir, dane yemlerin kırılmış olması üremeyi kolaylaştırır.
Mikotoksinler uygun ortam bulduklarında bazı yemlerde hem kolay ürer, hem de çok ürer.
Bu yemler: Mısır, arpa, buğday, pirinç, pamuk tohumu, soya fasulyesi, yer fıstığı, fındık, ayçiçeği tohumu gibi maddelerdir. Bunlardan yapılan karma yemlerde mantarlar gelişir. Mantarlar da mikotoksin yapar.
 
Mikotoksinin ne zararı var ?

 Canlının sinir sistemini bozar. Sindirim yollarında yaralar meydana getirir. Yumurtalıklarda küçülmelere yol açar. Yumurtaların kalitesi bozulur.
Hayvanlar başka hastalıklara dayanıksız olur. Genç hayvanlar daha çok zarar görürler. Ördek yavruları en hassas olanlardır. Hemen ölürler.
 
Zehirlenme Belirtileri
Hindilerin iştahı azalır. Yem yemezler. Uyuşukluk, kanatlarda düşme, tüylerde kabarma olur. Beyaz derili genç ördeklerin ayak ve bacaklarının derisinin altında kanamalar, morarmalar görülür. Tavukların ibikleri solgun olur.
Teşhis için şüpheli yemler laboratuara gönderilerek muayene ettirilmelidir.
Tedavi için özel ilaçlar yoktur. Antibiyotiklerin etkisi yoktur.
Hayvanlara temiz su ve yem verilir. Felce karşı ilaçlar verilebilir.
 
Korunma
Küflü yemlerden kaçınmalıdır. Böyle yemler asla hayvanlara yedirilmemeli, depolara alınmamalıdır.
Depolar havadar ve rutubetsiz olmalıdır. Yemlikler, suluklar temiz tutulmalı, dezenfekte edilmelidir.
Alınacak yemin en çok bir ay içinde tüketileceği bilinmelidir.
Yem stoklaması yaparken usulüne uygun yığma yapmalıdır.